Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte yoğun talep gören kış çaylarının açık şekilde satılması bazı mikropların bulaşma riskine neden olduğu dikkat çekti. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, aktarlarda satılan çayların hiçbirinde kalite için gerekli kontrol ve analizlerin söz konusu olmadığını belirterek, “Aktarlar kızacak ama sattıkları bitkisel çaylar her konuda kontrol edilmiş olsa bile çuvalın içinde açıkta duruyor. Dışardan mikrop bulaşabilir, böcekler içinde gezebilir.” dedi.
Bağışıklık sistemini güçlendiren kış çayları tüketimi, hazırlanması ve hijyeniyle ilgili AA muhabirine bilgi veren Sezik, “Kış çayı içtim, kışı hiç hastalanmadan geçireceğim.” diye bir algının doğru olmadığını söyledi. Sezik, kış çaylarında bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidanların bulunduğunu aktararak, ıhlamur, kuşburnu ve ada çayı gibi çayların kışın içilmesinin faydalı olduğunu belirtti.
Ancak aktarlarda ve internette, “Şu çay içilirse sizi şöyle korur, böyle korur” gibi iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Prof. Dr. Sezik, şunları söyledi:
“Bağışıklık sisteminizi antioksidan harekete geçirir. Mesela soğuk algınlığı ve nezleye karşı ıhlamur iyi gelir. Bunun bilimsel dayanağı da var. Ihlamur soğuk algınlığı belirtilerini azaltır ve bir rahatlama sağlar. İkinci faydalı çay ise ada çayıdır. Çay olarak içildiği gibi günde bir kaç kez gargara yapmakla boğazda nezle ve gribe neden olan mikroorganizmaların üremesini durdurur. Ancak bu gargaradan sonra bir saat boyunca bir şey yenip içilmemelidir.”
“KIŞ AYLARINDA GÜNDE 3-5 KUPA YEŞİL ÇAY İÇİLMELİ”
Yeşil çayın faydalarına dikkati çeken Sezik, “Vücudu daha dirençli kılmak için en ucuz ve en kolay yöntem ise yeşil çay içmektir. Bir günde 3-5 kupa yeşil çay içmek yeterli antioksidanı sağlar. Siyah çayda da antioksidan var ama fermantasyon işlemi geçirdiği için antioksidanlar çok azalıyor. Nezle ve grip olununca da ada çayı ve ıhlamur içilmelidir.” açıklamasında bulundu.
Ada çayı ve ıhlamur ile buğu yapmanın da burun tıkanıklığını açtığını ve hastalığa neden olan mikroorganizmaların üremesini azalttığını belirten Sezik, bitkisel çayların kaliteli olması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Sezik, bitki çaylarının aktarlarda satılmasının bir takım olumsuzluklara neden olduğunu belirterek, ilgili mevzuat tamamlanmadığı için tıbbi bitkisel çayların eczaneler yerine aktarlarda satıldığını söyledi.
“Tıbbi bitkisel çaylar da ilaçlar gibi eczanelerde satılmalıdır”
Mevzuat tamamlandığında 60 kadar bitkinin, üzerinde etkileri yazılı olarak eczanelerde satılacağının altını çizen Sezik, şunları kaydetti:
“Bekleyen bu mevzuat tamamlandığında üretimi ve satışı hijyenik şekilde yapılmış, pestisit ve ağır metal artıkları, mikroorganizmalar taşımayan bitkisel ürünler halinde eczanelerde satılacak. Mikroorganizmaların üremeleri sonucu meydana gelen aflatoksin kanserojen etkiye sahiptir. Oysa aktarlarda satılan çayların hiçbirinde kontrol ve analiz söz konusu değil. Bu kontroller ancak bilinen markaların poşet çaylarında yapılıyor. Aktarlar kızacak ama sattıkları bitkisel çaylar her konuda kontrol edilmiş olsa bile çuvalın içinde açıkta duruyor. Dışarıdan mikrop bulaşabilir, böcekler içinde gezebilir.”
Sezik,1984’te tıbbi bitkisel çayların, ilaçlar gibi eczanelerde satılması ve aktarlara bir standart getirmek için çalışma yapıldığını, aktarların Sağlık Bakanlığının kontrolüne bağlandığını ve sattıkları ürünlerin kontrol edildiğini hatırlattı.
Daha sonra bu kontrollerin gevşediğini ve bugünkü halini aldığını belirten Sezik, “Aktar kelimesinin anlamı zaten ‘baharat ve güzel kokular satılan dükkan’dır ama eczanelerde tıbbi çaylar bulunmadığı için bunu aktarlar satıyor. İnsanlar, aktara gidiyor, ‘Soğuk algınlığına ne iyi gelir?’ diye soruyor, aktar da ‘Al şu otu, bu otu iç’ diyor. Eczanelerle ilgili mevzuat yürürlüğe girdiğinde, halk gidip eczaneden hijyenik üretilmiş daha sağlıklı bitkiler alabilecek. Aktar sadece baharat ve gıda kalitesinde ürünler satmalıdır, baharatlarda uçucu yağlar var, bunlar mikroorganizmaların oluşumunu engelliyor. Bir de baharat kaynayan yemeğe atıldığı için fokur fokur kaynıyor. Zararlı maddeler varsa bile parçalanıyor.” diye konuştu.